22 Mayıs 2007 Salı

İbrahim Çubukçu Varlığımıza Nasıl İlişir?

Afyon'dan getirdiğimiz değerli dostluklar da var - yok değil. Tu kaka ederek, Allah bu şehre coğrafya bahşetmemiş diyerek ya da faşizan baskılardan yakınarak tamamladığımız bir kongre sürecinin ertesinde elbet artırdıklarımız, çıkarımlarımız, insani durumlar lehine kalanların varlığından söz etmek gerekecek: işte Eskişehir'de tıpkı bizler gibi sosyoloji eğitimi alan ve Bursa'da yaşayan İbrahim Çubukçu dostumuz da bu "insani durumların" lehinde olanlar hanesine yazılacak bir kardeşimizdir. Tanışıklığımız Tekbir Giyim üzerine temelsiz-niteliksiz bir oturumda paneliste yönelik her ikimizin (hatta dostumuz Erhan'ı da eklersek üçümüz) sorularının kesişmesine dek gider. Nitekim oturum çıkışında hasbihâl etme fırsatı edinmiştik. Afyon'da tek tük görüşme imkanı bulsak da asıl "insani durumlar seans"ını Bursa'ya ertelemiştik besbelli.

Neyse ki sıcak bir 19 Mayıs günü, günün anlam ve ehemmiyetine binaen Bursa Atatürk Heykel'inin (ki 1930'ların totalitaryan mimari-büst ilkelerinin ışığında yontulmuştur) arkasında bizi beklemeye başlamış sevgili Çubukçu. 10 dakika bekletsek de Erhan, Üstün ve ben, İbrahim dostumuzu bir de Bursa fonu önünde görme şansını elde ettik.

Hünkar Köşkü yönüne doğru diri bir öğle yürüyüşü yaptık ve cennetten bir köşe bir minör mecra olan "Bahçeli Kahvemize" geldik. Çaylar, sohbetleri ıslattı. Zaten kapanan hava yağmurunu hadi rahmetini diyelim sırtımıza örttü - hafif bir palto gibi. İri, incitmeyen, sevimli bir yağmur. Böylece yağmurun imzasında bütünleştik. Dostluklar kadimleşti.

Akşamı Dikkaldırım'da basık bir Karadeniz kahvesinde (ki hayli uğursuz gelir maç konusunda bize) bitirdik: sonuç yine hüzün. İbrahim Çubukçu dostumuzu usulca bırakıp dağıldık.

Sonuç:
a)Çubukçu bir "vicdan" adamıdır : bkz. Raskolnikov yani çelişik bir vicdanın bağırmayan sözcüsü olmaklığı ile.
b)Bir "hakkaniyet" adamıdır : kötülüğü "yapılmışlığı" ile değil "yapılmaya elveriş tanımışlığı" ile tanımlaması ile kalbimizde yer edinmiştir.
c)Çubukçu bir "hassasiyet" adamıdır: Şeriati, Mehmet Akif, Afgani ve İkbal geleneğini yüklenirken bir oluş hâlinde olan dünyayı da bütün kolları ile yakalamak ister. "Şimdi burada olmak -  her yerde olmaktır..."

İbrahim Çubukçu Tan Vakti'dir dostlarım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.