13 Temmuz 2006 Perşembe

Üçleme

I - Marlon
Marlon, buz gibi bir akşamın habercisi, buz gibi bir haberle çıkagelen bir kadındı: onu tanımanın nelere yetip nelere yetmeyeceğini sorup duruyorduk kendimize. Geceyi, içiçe geçmiş ve soyut bir çağrışımlar bütünü olarak algılarmış gibi geliyordu, nedense bize.

İyi bir örnektir elbet! Eski adı İlhan'mış. Arka taraflarında otururmuş, Ayaspaşa'nın. Tüh tüh, vah vah! Zararlı imgeler bunlar. Benim açımdansa değerleri yok, her şeyden önce. Böyle söyledi..

II - Gece Lambası
Gece lambamı ne zaman yakacağım? Bu soru beni heyecanlandırıyor. Gece köstebekleri yazıdan bağımsız kazma eylemlerini sürdürebilirler mi? Tünel genişlesin, büyüsün: ilerlesin deftere mahkûm kalem kişisi. Kurtulup akıversin deltasına..

III- Dolunay
Gece yatmadan önce, son kez balkon.
Dehşetengiz bir görüntüyle başbaşa kalmak da diyebiliriz. Ya da bir lütûftur, bulutların hızla hareketlendiğini izlemek ya da öznel bir günah çıkartma: emekli ikramiyesi. Bilmem kaç sene sonra: aa ne güzelmiş deyu.

Oysa şimdi,
tam da dolunayın önünde, müthiş geometrileri ile kümelenen, katmanlanan ve hızla dolunayın önünü açan bulutlar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.