21 Ekim 2006 Cumartesi

Vasat Futbol & Vasat Romantizma

Burada gördüğünüz mutluluk tablosunda Fuat'ın hiç suçu yok. O içinde bulunduğu müthiş medya şantajından habersiz, ikilimizin arasına girmiş gülümsüyor. Burada arkadaşlar futbol programı sunuyorlar. Şimdi dostlarım, biz de bu arkadaşların pazartesi geceleri yayımlanan programlarını salak yaşlarımızda izlerdik. Pazar gecelerinin tozu dumanı içinde, sıradanlaşan aklın tam aksine bir hayli entelektüel ve futbol üzerine düşünme pratiğini bize kazandıran bir program olarak görürdük bu olup biteni. Heyhat, bir hayli de aldanmışız. Nedendir? Bir kere 17-18 yaşlarındaysanız o fularlı kardeşimiz size acayip fiyakalı biri gibi gözükür? Sanırsınız ki hafif kaykılarak fetva verdiği uzun canlı yayın masalarında onun dilinin ve zihninin imbiğinden geçen bütün dünyanın berraklığı size nasip olacaktır. Elbet yanılıyorsunuz. Bu arkadaş medyanın en pahalı gazetecisidir. Bir ideolojik pekiştireçtir. Kentleşme ve gusto manyağı, kendi halkını aşağılayan şuursuzun tekidir de ayrıca. Bunun olsanız olsanız "sweetheart"ı olabilirsiniz.. O konuda birşeyler demek istemiyorum..ona müstehak Alparslan Türkeş'le birlikte Nazım şiirleri okumak olacaktır..Bir medya ikonundan bahsediyoruz o hâlde. Hem de keyifle..

Peki diğer figür. Yani sakallı abimiz. Romantik entelektüeli basının. Bu nedenle farklı. Futbolun Türkiye'deki eleştirel mecrasının akışını değiştiren adam. Üstelik bu abimiz bu akışı değiştirirken masanın diğer ucundaki futbol bilgininden de kafasıyla, kaşıyla gözüyle icazet almak ister. Başka türlü ağzından muhtemelen çıkamaz o sözler. Bu abimiz hem sakallı, hem 80'li yılları Lacan, Deleuze vs. okuyarak geçirmiş- kadınlarımızın sevgilisidir. Bu nedenle futbola Lacan'ı, Deleuze'ü taşır. Siz öyle sanın - biz futbolu Zeki-Metin filmlerindeki haliyle öğrenmeyi tercih ederiz. En şuh maçın ortasında sahanın ortasından 4 tane adam çıksın, altın torbalarıyla..böyle dileriz, isteriz..Hem hazzetmediğimiz Tanıl Bora bile bunlardan çok daha iyi bir futbol izleyicisidir. (Bunlara prim verirsek, gencecik Uğur Meleke'yi, Mehmet Demirkol'u nereye koyacağız hem..hem Mehmet Demirkol'u NTV'den kaçıran kimdir?) Geçelim velhasıl..Hıncal Uluç müthiş medya iktidar oyunlarının müthiş ikonudur. Onun bulunduğu yerde kafa sallamazsanız abinize, ilerleyemezsiniz. İki kere iki dört.
Haşmet Kardeşimizi de bu bey futbol alemlerine sokmuştur. Neyse neyse.. Hatta şöyle diyelim İletişim çevrelerinde Murat Belge nasıl "eyvallah" edilmesi gereken "Murat Abi"leri ise bazılarının, Hıncal Bey de bu'dur..(Hıncal Uluç futbol biliyorsa ben de Pazarola Hasan Bey'im..)

Geçelim..şuraya geçelim..Bunlar İstanbul modern'in kafesinde pazı dolması yiyiversinler, biz Vatan okuyan ve bu kardeşimize tav olan genç kızlarımıza dönelim. Yani her biri yarın öbür gün sosyolog, psikolog, iktisadçı, tarihçi vs. olacak kızlarımıza. Her sabah iştahla aldıkları Vatan gazetesinin orta sayfalarını el çabukluğu ile bulup günlük Haşmet dozajını alıp duygu alyuvarlarını ihya eden kızlarımıza..hem sakallı hem entelektüel hem aşk yazarı hem futbol da biliyor.. Kızlarımız bunu okuyup çiçekli böcekli dünyalarını, kanaviçelerini bu modele göre dikeceklerdir. Devam eylesinler..
O da köşesinden İstanbul life'ı anlatsın..ne bileyim Avrupa şampiyonası olsun, oraya gitsin. Orada Pessoa'nın kafesine otursun..Kozamızda biz bizi biliriz..

Şu kadarını söyleyeyim ki Haşmet Babaoğlu'nun uhrevi yazar sayıp, onun sosyo-psikolojik birikimine gönderme yapıp, onun aşk yazıları ile gönenen kızlarımız "her eve lazım bir patoloji"yi koyunlarında büyütmektedirler. Evet ur zihni çoktan aşmıştır - dönüp bakılacak yer, koyunlarıdır.
Bu kızlarımız aşkı Haşmet Bey'den öğrenecekleri kanaati ile bir ömür sürdüredursunlar ne diyelim..
Hayat..

Ben onlara boş zamanlarında Ertuğrul Özkök, Hadi Uluengin ve Cengiz Semercioğlu  okumalarını tavsiye edebilirim ancak.

Ve sadece bu meyda tarafından her gün düzlenen bir vatandaş olarak (evet, Fethullah Hocasından, Evrensel'ine, Hürriyet'inden, Haberturk'üne dek) bu adamlara "helâllik" vermeyebilirim. Nâfile.

Haşmet Bey yarın ki yazısında "aşk" diyecektir yine. Ve ben hemen kampüsün çimlerine bakacağım, kaç kişi Vatan gazetesini almış günlük Haşmet Babaoğlu dozajını alıyor. Gururlanacağım..

Olmaz ya, bu yazıdan sonra Hıncal Uluç ve Haşmet Babaoğlu'nu düelloya davet ediyorum.
Yarın akşam Kocamustafapaşa meydanına. Onlar iki kişi gelsinler..hatta Sabah'tan ve Vatan'dan entelektüel lojistik destek ve korumaları da alabilirler. Ben tek geleceğim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.