24 Mart 2007 Cumartesi

Anti-Kitap Fuarist.

Kitap fuarı nasıl da bir sıkıntı oluverdi? 3 senedir gitmiyordum: hele ki İstanbul'dakilere hiç itibar etmem - onlar epeyi rezilânedir: kitabı geniş kitlelere sevdirme ideali. Bu ideal istisnasız her fuarda, kötü kitaplar alan insanlar, kitap fuarını seyirlik kullananlar ile çakışır: kara çakışma. Yaratılmış ihtiyaç: halk bu fuarı istiyor biz de veriyoruz - e o isteği de siz yaratmadınız gibi.

Bir ya da iki salonda kümelenmiş hedef: taşraya kitap getirmek. Standlara yerleştirilen cici kızlar, latif erkekler - kitap yığınlarına toslarken yaralarımız çoğalmasın diye "air bag".

Kitap fuarları acıtıyor, oralardan çıktığımda kitaplara küfredesim geliyor. Hiç suçları yokken. Senelerdir aynı ödülleri biribirlerine dağıtan aynı mıncırma, kutsama, övme, kıskançlık, dedikodu  havuzunda yüzen yüzler. Şimdi de taşraya açılıyorlar. Kitap fuarı her defasında üzerime çöreklenen bir sıkıntı katmanı oluyor. En çok da şapşallaşma hâli. Bu durumda standlardan uzak duruyorum, cebimdeki parayı en saçma kitaplara veriyorum. Girişilen kitap pazarlıklarından tiksiniyorum.

Ve aynı yüzler: buraya taşra diyen ben değilim. Taşra kavramını bir sosyo-politik duvar olarak kurgulayanlardan da değilim. Taşra kavramını kursa kursa "duygu"lar kurar. Ben duyguların yarattığı taşra ezincine inanırım. İşte taşra o akşamlardır, "Anayurt Oteli"nin o bitmez öğle sonlarıdır, biraraya gelip de söyleyecek hiçbir lafı olmayan (ve aslında çok lafı olan) insanlardır - tıpkı o kitaplar gibi. Kitap fuarlarında kitaplar bize hiçbirşey ifade etmiyor. Oralardan devşirdiğimiz kitaplarla harcını kardığımız kütüphaneler de üzerime düşecekmiş gibi oluyor.

Yani o "ürkek" taşra öyle bir kara karnavala yelteniyor ki: taşrada hep aynı yüzler vardır/ sokaklara egemen aynı yüzler, sohbetlere egemen bilmişlik, asimetrik cemaat. Cerahate saygı duyulmaz. Asıl ağırlık da bu'dur zaten...

Salon ışıklarının altında kurgulanan çirkin panayırlar: gerilerinde çirkin yüzler bırakırlar.
Hepsine..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.