"Ben de taşlaşmış ve bende bulmuştu günü
yarabbi diye yakarışı şile bezinden
kevgire dönmüşlüğüm var bir tutam dudaklara
sürülsün merhem niyetine"
yarabbi diye yakarışı şile bezinden
kevgire dönmüşlüğüm var bir tutam dudaklara
sürülsün merhem niyetine"
Pipo yakıp çırılçıplak kurumayı bekledim aralıkta. Tam aralıkta. Bilgisayarı yere kurdum. Yeni boya yaptığım pantolonla oturdum yazmaya başladım. Kutsal el zenaati. Bunlar bana, yani bu olup bitenler Soner Olgun'dan türkü dinlemenin lezazetini hatırlatıyor. "ben giderim batuma, battum'un batağuna.." İnsan teri kokusunu severim. Bahçeli Kahveye gitmeyeli günler oldu. Kendimi işsizlik günlerine hazırlıyorum. Oyumu Baskın Oran'a vereceğim. Açık camdan içeri yeni dünyanın sesleri geliyor. Birkaç gün önce tepelere çıkmıştık. Buralarda da yaşayanlar varmış - sayfiye zerafeti, tepelerde yayla ziyafeti. Oralardan İstanbul yoluna bakıyorum. Dağların ardı Gemlik. Öbür taraftan Mudanya rüzgarı. Kırgınlık yok değil mi aramızda papula ekrem."pencereden içeru, al benu yatağuna.."
Kendi tenimi biliyorum çakmak taşlarıyla. Papağanlara maydonoz yedirilmez. Memurduk. Ailecek. Günde 6 kez 31 çekenlere öykünüyorum. Ulu tin!
Çatalca'da papatya toplamaya gittikti. Koz verdim onlara. Onluklara. Turgut Uyar gün boyu evden çıkmaz gazete okurmuş. İnciğini cinciğini hem de. Ölüm ilanlarına dek.
Galata'nın altında içerdim. Bir bira inanın 1.5 milyondu. Yokuşlu şehirlerde yaşamanın vebali büyük. Temukraasi uğruna - iki gözümüz iki çeşme. Açık camdan içeri dünya giriyor. Ben o zamanlar Haşim'le iyi geçinirdim. Polis gördük müydü "merhaba" derdik. Ey Haşim, sen benim içimdeki küçük burjuvaydın, ben senin yanındaki. İyi edebiyat yapıyordun. Kin tutmaz, pas tutmaz şeyler gibi, eni boyu.
Pir çiçeklerini yakama taktım. Düşmedi diyedir.
Silah çektik. Güvercinler küstü. Papula ekrem'le biz Şirazlı Sadi'yi hatmederdik.
Sokaklarımızı ayırmadık. Geceleri seni evine bıraktığım gibi, tıpkısı, ensesinden yüzüm hizasına çirkin bir öpücük için kaldırdığım kedi yavrusu gibi, papula ekrem'le karşılıklı kanepelerde uyurduk.
Sokaklarımızı ayırmadık. Geceleri seni evine bıraktığım gibi, tıpkısı, ensesinden yüzüm hizasına çirkin bir öpücük için kaldırdığım kedi yavrusu gibi, papula ekrem'le karşılıklı kanepelerde uyurduk.
"Sıyrıldık hüzünden
toplanmışlar ve bağırmışlar bir dilden;
yaşasın güvercinler".
toplanmışlar ve bağırmışlar bir dilden;
yaşasın güvercinler".
Aksaray'dan aşşaaa indim, apartumanlara baka baka.
Ben hep apartumanlara bakarım - boşluğundan yaşama bulaşılır.
down from my dick, kasim pacha!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.