13 Temmuz 2007 Cuma

Kımıltısız


 İşte “Kımıltısız”..Adeta kaçırırcasına kendi stüdyomdan aldığım soyut yağlı boya.İronisini gövdesinde taşıyan,yaşamımı kamaştıran,kımıldatan bir gücün esrikliğine ithafen yağlı boyaya gömüldüğüm,tuvale benliğimi dayadığım,palette yüzdüğüm bir sanrı denemesi.Kımıltısız..kadın ile erkeğin bitiştiği yer(siz anlayamayacaksınız sadece ben anlayacağım,yarattığım günden beri sizin hiçbir şeyi anlamamanız için tasarladım bunu),mavilik,derin bir mavilik yüzeye dağılıyor önce ardından derine derine,tuvalin sizin göremeyeceğiniz kerte içine gömülüyor.Soyut iki cins kımıltısızlıkla örüyorlar tenlerini,krem renginin örttüğü nefes almasına yer yer imkan tanıdığı beyaz..yaşamın ta kendisi.Sustuğumuz anları,biteviye belki de afaki bir ısrarcılıkla iğdiş etmek için çırpındığım ve nitekim iğfal etmeye muvaffak olduğum sessizliğimiz;beyaz.Beyazı farklı kıldım,maviye-griye banarak..ara renkleri de iğdiş ederek,minöre koşarak ve Rüzgar’ın kapısını tıklatarak..devingen,kımıltısızlığı yırtmak için çırpınıp duran soyutluk..benliğime işliyor(siz anlamayın lütfen hem benliğimi hem de kımıltısızlığı).Rüzgar düşüyor,yağlıboyadan mürekkep bir ironi;yardım etmiyorum Rüzgar’a.Adeta seyrediyorum,dionizyak bir esrimeyle bağbozumunu.Suskunluğum göğü yarıyor,bunu hissettiğim anda,Hurufi bir siyahı kaçınmaksızın göğe boca ediyorum,sıkıysa kaçsın Rüzgar..ne düşebilir benden uzağa ne de uçabilir adlı adınca.Hayır,hamlelerini denetleyen benim,Daedalus caniliğinde bu labirenti ören de benim.Kanım pıhtılaşıyor,abstraction,bir kırmızı,gitgide..önce Rüzgar’ın gövdesine(bunu da anlamayacaksınız)ardından dudaklarıma…değerek…hışımla…akıntı…ussuzluk…birleştiğimiz yerde büsbütün kopuyoruz.El vermiyor bunca yıkıntıya gönlüm,yıkmalıysam dahi böyle olmamalı,paramparça..göğe beyaz bulaştırıyorum,bütün acemiliğim yeniden üzerime boca ediliyor.Renkleri açmakta kırılgan olmuşum,ola ola tam da burada.Kırılganlığım kök salacak toprak bellemiş koyucul renkleri.Simsiyahlık..çay rengi..demli ve uzun uzun içilen çaylar..çay tabakları,fincanları;buna dair bir sürü desen.Rüzgar’a ithaf etmişim “Kımıltısız”ı..Stüdyoya kapanmışım,mutluluktan mı yoksa sinirden,ne olursa olsun bir hışım besbelli,esridim nihayetinde esridim gördüğüm şey karşısına;”ölüm..”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.