22 Nisan 2009 Çarşamba

Sinematografi

Leyla Gamsız- İsimsiz (1950'ler)
yatakta iki beden doğrulduk.
jimnastik, ritmik hareketler. ergenliğimizi biçimlendiren pornografik hareketler.
aynalardan kendimizi izledik. kırbaçlanmış tarihin izleri nasıl da sinmiş kıvrımlarımıza. mine buz tanelerini sırtından aşağı buenos aires'in siktiriboktan pansiyonlarının en dip odasında vantilatörün suni rüzgarında dalgalandırır gibi dökerken içimdeki şehvet bulutu yeniden kıpırdandı. yatağımın başucunda tanpınar hep durur. açtım ve okumaya başladım. mine erotik imajinasyonun bir işe yaramadığını görüp dizlerimin dibine oturdu. dinledi. sesimdeki titreşim bozuklukları ona şiir gibi geliyormuş. albino değilim ama kekeme sayılırım. ayrıca sevişmeyi iyibilirgillerden değilim. yine de şu notu tarihe düşüyorum. "denizde kum, bende libido.." eski istanbul'a gittik. artık kalmayan.

ayrıca türkiye'ye bir beşir ayvazoğlu yeter. bir trt-2 yeter. yüksek estetiği bunlar savunsun. biz düşkün olanın estetiğini sergileyen performans sanatçıları olarak kalalım. o pansiyon sahi buenos aires'te miydi mine? yoksa diyarbakırda mı? sıcak aynı sıcak.
şile'yi çok seviyor. çok seviyor şile'yi. teraslara, verandalara tünemeyi, akademisyen olmayı, tez yazmayı..hepsini çok seviyor.
bir sinema filmi çekersem son sahnesinde şunlar olurdu. bir eski otomobilin içinde gelin ve damat kır düğünlerine giderlerdi. arabayı nikah memuru sürerdi.

nikah kıyılırdı. kır: çatalca'nın uzak bir köyünde. sonra adam önce karısını sonra nikah memurunu öldürürdü.
gerçek şahit kimdir?
tarihe şehadet etmek. eski istanbul. mine çok seviyor şu lafı: "falan fıstık.."
hay ağzına sağlık. mine'nin kuştüyü ağzından eğilip öpüyorum. ağzımda ismet özel'in solcu zamanlarından kalma bir şiir tadı. "köylüleri niçin öldürmeliyiz?"
Resim: Leyla Gamsız - İsimsiz 1950'ler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.