Estetiğin, gülmenin hatta mizahın sınırları
tarafınızca çizilmişken, bu kalıplarla gülmek zorlaşırsa yaşamınızda tam da o
anda sizin için çıkıverir karşınıza ebedi dost. Kendi yeni çağınızı kurarken,kahkaha
attırır atlatamadığınız erinlik ve ergenlik bunalımlarınıza…Kurtuluverirsin
farkındalıkla çöküntülerinden asi gençlik fukarası cümlelerden sayesinde ebedi
dostun…Bu kadar etkisi üzerime sinmişken birde o ilk gün yiyiverseydim şu dayağını
belki daha fazla olurdu üstümde kerameti. Hatta okkalı bir dayakla ona benzemekle
kalmaz, onun gibi elim kalem tutardı…
Toygun Orbay |
Size
yaptığı gibi bize de güzel zekâsından damıttığı mizahı aktardı sur içinin dahi
çocuğu... Baktığında onun gibi hayatla dalga geçip en derin travmalarınla dalga
geçebiliyor, küfrü süzmeden edebilip birde üstüne kahkahanın dibini buluyorsan,
çok geçmiş olsun hacı abiler Ufö nün sofrasındasınız artık. Böyle tatlı zoka da
herkese nasip olmaz diye düşünüp kendini kaptırıyor, yeni tanıştığın
3.kişilerle alay edebiliyorsan hak ettin demektir dürümüne tat verebilmek için elini
vücudunun çeşitli yerlerine süren çapadaki amcanın tanesini 2 liradan sattığı
dürümünden yemeyi ve de REDİ NEJHORSE’ un oğlunu tanıyan börekçinin böreğini. Bonkördür
vesselam hakkını da yiyemem paradan da kaçmazdık ama ben en çok ucuz dükkânlarda yaşadım hazzın doruğunu. Silueti bozan gökdelenlere
değil, çapraşık dar sokaklara, bayrak gibi kırmızı iç çamaşırı asılan
balkonlara manzaralıydı bizim mekânlarımız… Yahut alegorik bir mekânın
dipçağzında tek masa ve sandalye atılmış bir büfecinin dükkanında demlenirken bulurduk
huzuru. Yan tarafa bakıp çaya da “babam 3 lira verilir mi” diyerek 75 kuruşa
soğuk, bayat ama leziz bir büfeci çayı içmekte cabası… Sonra gönülden gönüle
bir kahkaha ile sağdan geçen hanımefendiye atılan laf telepatik usulle… Mallı Süzmenin de adabını
öğretir naifliğiyle. Önce yanından geçecek mallı, sonra gülünerek söylenecek fantazyalar…
Kendi dilini yaratarak… Hayalini kurarak… Yaşar gibi ya da yaşamaya hazır “dimdik“ bir erkek figürü misali…
İşte
size sunuyor üstadım az parayla günümüzde yaşanılası çok zor lüks ve deruni mutluluğu…
Kerametinden nasiplenmediysen yaşamından feyz al bu örnekteki gibi…
Elbette
bu hazırbulunuşluk düzeyi kusursuz zekânın müsebbibini unutmak olmaz. Ellerinden
öpülesi bol börekli çörekli leziz tatların teyzesi Mualla teyzecim tadacağız
çatalsız bıçaksız, ellerimizle nasıl olsa yine haberin ola.
Son
sözüm de Müstakbel eşin Arzu Akbal hanımefendiyedir… Ona hürmetlerimi sunarken
söylemeden edemeyeceğim. Yasemini gördüm dün çok çirkin olmuş Arzucuğum!
28 Kasım 2013, e-mail.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.