Ufuk Akbal “Sağcılık Şiirleri” adlı ilk kitabından sonra 2013-2017 arasında yazdığı şiirlerini “Ormanları Hayvanlardan” isimli ikinci kitabında toplamış. Dışarıdan içeriye kaçmış kendi deyimiyle bir maynamık olarak şair yorganın altına sığınmış, uyku ile uyanıklık arasındaki yakaza halinden sesleniyor gibidir şiirlerinde. Kendine kapanan özbeni (hayvanı) bedeninden dışarıya (ormana) bakıyor. Uzay-zaman terzisinin birbirine diktiği nesneler tecrübe edildikçe birbirinden kopmuş, yaralanmış, kanamış ve askıda kalan hatıratı pıhtılaşarak bir kış uykusunda mahpus kalmıştır. Bizi ormanın derinliklerine salınayak yürütürken hayvanları kovmayı salık veriyor. İnsan elinin çekilmesiyle sağaltılmış bir orman tasavvuru içinde berrak bir çıplaklığı resmederek gürcü şarabının ağusunda uyutulmuş göksel bir şemâle sokuyor şey’leri. Her birini dönüp dolaşıp kalbiyle çarpıştırarak. Ya da insanın uzviyetini oluşturan etten mevcudiyetiyle, mistik bütünlüğü bozulmuş tenle sakin bir kavga verip, kalbin müthiş derinliğini ve göğ’ün selametini muştuluyor. Kendine kapanık evlerde kendinden çıkmanın, dışarıya seslenmenin bir yolu olarak, kışrını toprağın altında çürümeye terk eden tohumun yeryüzünde neşmüneva buluşuna öykünüyor adeta. Tekrar tekrar okunası melek makamında ballı meyve tadında bir kitap “Ormanları Hayvanlardan”.
Natama 17 - 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.