9 Ekim 2006 Pazartesi

Cep Sineması

Ulusal romantizm diyelim biz şu olur olmadık yerde Ruhi Su dinlerliğimize.. göz yaşları dökmemize..internetten Sky Türk'le Nihat Genç izlememize..

Arka odayı, cep sineması yaptık.
Şimdilik, "Çingeneler Zamanı" (Mustafa ile) ve "Gemide" (Üstün ile) devirdik.
Yine dün, 4 kişilik seansta Cinedromda, "Beş Vakit"..sinemadan çıkışta, Mustafa film hakkında konuşmamı bekliyor.
1-sinemaya müthiş önyargılıyım. Israrla istisnaları dışında pasifize edici bir sanat olduğunu vurgularım. Yani ona verdiğimiz 2 ya da 3 saat her neyse zaten edilgenliği kabul ederiz.. Bu tp istisnalarla nefes alıyoruz ama. Yine de Mustafa'nın bu ısrarı alışık olduğum birşey değil. Bütün üniversite kentlerinde geceleri böyle mi geçer? Birçok arkadaşımdan böyle biliyorum. Film izleme bir sosyalleşme imkanı mıdır? Ciddi endişe şerhleri düşüyorum sonra..

2- İnsanlar niye film sonrası konuşsunlar ki? Hiç mi saygımız yok..yaşamın tortuları en çok önemli kıldığı fikrine? Her şey zamanla yerli yerine oturur. Sinema da başka her şey gibi etkisini ve yapı içerisindeki önemini zamanla kazanmayacak mıdır? Artı zihinsel inşaanın, olmuşluğun ve oluşmuşluğun önemi bu kadar mı ıskalanır diye de sormadan edemiyorum..bu nedenle sinema sonrası en iyi giden şey suskunlukoldu hep bende...

Yine de bir cep sinemamız var artık..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.