Saray lokantasının dip masalarından birinin sandalyelerine tünemişiz, başımızın hemen üzerinde bir aidiyeti simgeleyen Karadeniz yayla ve kıyı resimleriyle dolu büyük levhalar. Üstadım eşyayı incitmemek derdindeki sesiyle: "az tavuksuyu, az kuru, az pilav.." diyip, duraklıyor:" ama çay az olmasın.."
Akşam bir yerlerde onarılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.