13 Mart 2007 Salı

Fragmanlar I

ÖDP'liler yemeğime zehir katmışlardı? Fark etmeseydim geç olabilirdi!
*
İnsan faşizminden emin olduğu bir kurumun es kaza bir uygulamasından memnuniyet duyabilir mi? Mesela 3. Dünyanın bazı üniversitelerinde bazı edebiyat fakültelerinde ve bazı 3.katlarında konuşlanmış toplulukların odaları ellerinden alınsa?
*
Artık Kadıköy'e geçmiyoruz neyse ki. Sevgilimle Kadıköy'e hiç geçmedik neyse ki. Bu iradi eylemimizden ötürü o denli mutluyuz ki? Akşam vapurlarının saat  kaç olursa olsun dönüşlerine çöreklenen kızıl göğün boyadığı silüet  yüreğimizin öyle ya da böyle attığı semtimizi de içine alacak şekilde belirdiğinde - ağırlık da katlanıyor. Zihinde ve mekanda müthiş parçalanma. Yaşayan İstanbul nedir? Akşam kimin kollarında can vermektedir?
*
Hartmann'cı bir deneyim ilkesi ile defaten yaklaştığımız her şey- işveli ya da soğuk büyük bir kurnazlıkla bizden gizlediği rayihasını adım adım da olsa muştuluyor. Başka başka tepelerden, başka başka pencerelerden bakıyorum şehre. Ezanlar fakir semtlerin göğünü usulca terkediyor.. Bunun adı sefaletin romantizmi değil. Dibine dek yürümesem Üftade'nin, adımlarımı seyrelttiğim yürüyüşlerimde, göğe bakma duraklarının az öncesinde görebilir miydim minarelerini? Oysa hep aynı yere bakmışız.

Unkapanı'ndan tırmanırken kendini bana en geç veren Şehzade Mehmed Camii'nin silüeti olmuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.