Laikler, laiklikliklerini tâyin eden ince çizginin ihlâline sabah ezanlarında tanıklık ederler. Evet, Türkiye'nin laikleri en çok sabah ezanından korkarlar. Uyku ile uyanıklık arası, esrimenin tam zıddında yuvalanmış kekremsi kaygı onları "ah şu metafizik!" dedikleri şeyin kucağına düşmekle tehdit eder. Ya sert bir rüya ile pekişir bu sahne ya da sabah uyanıldığında gece verilen "ona bağlılık" sözleri rafa kaldırılır. (Çok yaptım, oradan biliyorum).
Rüyasına "kimileri" girenler, Gece Kulüplerini Lamii Çelebi Camii'ne döndürebilirler..
NOT 1: Bu anektoddaki "laikler" abartılı bir şekilde uca götürülmüşlerdir tarafımdan.
Dolayısı ile bu tür çok nadidedir diyebilir miyim bilemiyorum..
Dolayısı ile bu tür çok nadidedir diyebilir miyim bilemiyorum..
NOT 2: Böyle olmadıkları için sevinen bütün anti-laikler, esip gürledikleri hâlleri ile günde kaç kez "laikle"diklerini unuturlar diye korkarım. Üstelik onlar bu giriş çıkışı
safiyane bir güvenle icra ederler..
safiyane bir güvenle icra ederler..
NOT 3: "Karşı çıkanı olmadıkça, Tanrı'nın bir tarafı hep eksik geliyor bana!" demiş Samsatlı Lukianos.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.