Kişi kendini altına kaptırır: sarı-sıcak-tütün kokulu deltalarda. Eleklerle saatlerce debelenir suda. Ya da uçsuz bucaksız Sibirya. Altına hücum. Oysa ta kendisi su'yun. Bize kapıları açar. Sırları. Aslında sırların bizde saklı olduğu sırrını mesela.
Dizlerimize dek su'dayız.
Su bize bir kadını sevmeyi anlatacak. Su bize bir kadının cevherinden bir dünya yaratmayı anlatacak. Suya kulak verdiğimizde dünyalar bizim olacak. Tam şimdi yani gecede. Kadın gecedir. Ben kendime bunu anlatmalıyım. Ve aslında sana da bunu anlatmalıyım. Bir sıkıntıdan türetsek de varlığımızı - ki bizden bağımsız bir varlıktır artık o: aşk, derinde bir tedirginlikle ilerleyen şey. Ben ne tedirgindim değil mi sevgilim, gülebilirsin! Oysa sen coşkun.
Bu coşkuyu hep kıskandım. Hep..
Cemil Meriç'in mektuplarını okurken Lamia Hanım'ı mı kıskanmıştım Cemil Meriç'i mi? Her halûkarda Lamia Hanım'ım kılmalıydım seni.
Kabul..
Uzun süre "Genç Werther"le dolaştım çantamda. Yalancı intihar furyasına kapılmak için.
Oysa delişmen varoluş sancısının kızamık evresiymiş bu. Bak ben bugüne dek kırgın aşıktım. Kovalayandım.
Uzun süre "Genç Werther"le dolaştım çantamda. Yalancı intihar furyasına kapılmak için.
Oysa delişmen varoluş sancısının kızamık evresiymiş bu. Bak ben bugüne dek kırgın aşıktım. Kovalayandım.
Sen su'sun: akışların en güzeli. Ve evimizi dipten ve derinden kurduk. Usulca. Evimizi kurduk diyorum. İçinde aşkların en güzelini yaşamak için. Eskiden bu aşk mı derdim? Bu gece eminim ki bu aşktır. Yaratılmış bir aşktır. Aşk bizi sarıp sarmalayan değildir. Biz aşkı doğurduk. Dişisiz erkeksiz, yumurtasız döllemesiz bir aşk. Ama kanla, sıkıntıyla..görkemsiz midir şimdi bu olup biten? Yarattığımız aşkı bitirme gücü bizdedir. Ama biz onu büyütmeyi seçeceğiz. Bırakalım ortamızda uyusun.
Ve sokaktan dönmüş gece seslerine denk geliyorum telefonlarda. Bana kızıyorsun. İlgisizim. Oysa zihnim kem bir örümcek. Ağlarını senden karmış ve sana doğru kuruyor. Ağlıyorum. Utanmaksızın. İlgisizlik buysa. İlgi nedir?
Su: arzudur. Arzu temiz olandır. Bende. Bencileyin. Ve bütün tadlarımı seninle tartıyorum. Amaçlarımı, araçlarımı, tarihi, toplumu, geceyi ve yaşamı. Sancımsın.
Nisan ayların en zalimi demiş T.S Eliot. Oysa ben Enis Batur'dan mülhem "saçlarını toplamışsın / ensende uçuşuyor nisan" diyorum.
Biz senle çok gece yürüyüşü yaptık. Biz semtimizi didik didik biliriz. Korkular, karanlık, elelelikler, bir bardak çay.. Çok dolmuşa bindik. Arka koltuklarda sığınağımızı kardık. Ve yağmur yağıyordu. Bir bütünleşme anına tanıklık ettiğimi nerden bilebilirdim: yağmurun kızını bana hediye ettiğini öğrendim. Suyun kızını aldım. Akışın kızını aldım. Tütünün, incirin, balığın, soğanın, türkünün, dağların kızını bambaşka bir zamanda aldığımı nerden bilebilirdim.
Cahilim sevgilim. Temizlik bilmem. Bu hayatın komplosudur bana. Güzel komplodur vesselam.
Böyle bir suyla arınacağımı bilseydim..
Ben kendimi senden inşa ediyorum.
Pür arzudan. Pür sudan. Dizlerime kadar..
Pür arzudan. Pür sudan. Dizlerime kadar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.