10 Kasım 2007 Cumartesi

Anımsa Ey Hafıza; Geçmiş Varlığımıza Nasıl İlişir?

Anımsa ey aziz hafıza! O okul dönüşlerini, o soba dumanı kokan, yere düştün mü ellerinin dizlerinin tupturuncu yaralara gark olduğu o mahalleleri. Ama hafıza, anımsa o lezzeti..o biraradalığı, keşfedilen cinselliği, fantazmaları, ergenliğinin ılık öğlenlerini de.. Anımsamakta ısrar et: Yekö'yü, Ahmet'i, Musti'yi, Porti Kemal'i.. Çünkü onlarla büyür ve güzelleşirsin. Onlarda bulur kendini saatimiz ve meydan okuma gücünü onlarda bulur kasımpaşadan aşağı tezahür eden organlarımız, bedenle beyin onlarda kavuşur. Bugün neredeler, nasıllar? Şükür ki biliyoruz.

Ah şu biricik sabah kahvaltısı arkadaşım Ahmet, namı diğer Ahö, aynı pisliğe aynı meydan okumamızın kardeşliği. Kocamustafapaşa'dan yürüdüğümüz yollar. Kaç defa aynı akşamda birbirimizi evlerimize bırakırız. Ama hep konuşacak dakikalarımız vardır, saatlerimiz. Ne ediyorsun şimdi, Siirt'in Baykan kazasında. Koskoca bir örtmen bey.Turşu suyu içer, apacı, yanar, Ramazan Efendi ya da Sümbülefendi camiilerinin çeşmelerine koşardık.

 "Kaldırdın mı indirmeyeceksin" sözünün mucidi, o hep gülen Mıstık. Abazoğlan. Fena halde temiz bir adam bu Mıstık. Ama şimdi biz Mıstık'ı cinsellik dozunu abartmakla suçlasak biz neyle gideceğiz o marazi iplere, elektirikli sandalyelere? Bu yaz birlikte çalışma şerefine eriştiğimiz, koskoca profesör Ahmet Güngetiren Hocamız ne diyordu: "bunları bir ben s.ikerim bir de yer s.iker..".

Ama Ahmet Hoca'nın da bir zaafı var. Dayanamıyor, "Hastane Önünde İncir Ağacı"nı dinlemeye..
Gözleri buğulanıyor. "Sen buz getir evladım" diyor. Pansiyonumsu otelin bahçesinden yukarı çıkıyorum. Arada ağlıyor, herhalde. Ya da apar topar gözlerinin yaşını siliyor. 

İşte biz Güngetiren hocanın veciz ifadesinde, arkamıza aldığımız kızıllaşan Manisa göğünde şimdi Porti Kemal'i buluyoruz. Porti Kemal grup seksin envai çeşidini üreten bir dostumuzdu. Keza Yekö. Şimdi Sultanahmette bir kafe/sanat galerisi/pub işleten bu adam, daha o zamanlar hem Milli Güvenlik hem din derslerinde elini oracığından çıkartmıyor muydu? Özetle: o günlerden atasıydı, genç sivillerin. O günlerden derdi ara nağmesiyle:
"ne şeriat ne darbe, orası kalkık Türkiye!" diye.

Porti Kemal şimdi Zonguldakspor'un ön liberosu. Ulan diyor, TV'de bir futbol büyüğü. O mevkide oynayan adama o kadar para dökülür mü? Ulan diyorum, ne mal adamlarsınız be. Ulan modern futbolun bütün yükünü orası taşır, o mevki. Ve diyorum, andımca: o para Porti Kemal'e helaldir. Ulan kimdir bu Porti Kemal derseniz?
Devlet deprem sonrası Avcılar'daki evlerine çok ipindirik bir para teklif etmişti. Kendileri de Florya Belediye tesislerinde kaldılar. Bu adam her Allahın günü Florya ile Yedikule arası mekik dokurdu. İşte biz öyle akşamlardan biriktirirdik hırsımızı. Ya Mıstık? Nasıl Porti Kemal, saçları turuncuydu, bir dizi piççağızının turuncu saçlarından çok önce turuncuydu ve güzeldi, güzel bir adamdı Kemal, Zonguldakta top oynuyor ve fizik okuyorsa, ne bizim Mıstık'ta Konya'da kimya okur. Ali Paşa Camiini size sık sık anlattım. O kedileri ustaca seven sahte Cemil Meriç'i..işte bu Mıstık oralarda oturur idi. Ali Paşa'nın arkasında hırsla basket oynardık. İşte bu Ahmet babam, sıkı üçlükçü  ve penetreciydi. Ben kazma bir pivottum. Mıstık 3 numara idi. İçeri sıkı girerdi. Porti Kemal ise dandik bir garddı.Ama benim hook shot'larım da meşhurdu hani.

Bu arada Mıstık sıkı el arabası sürerdi. Kemal de refakat ederdi ona, felsefece. Ve yine bu yaz Uşak köylülerini gözümüzün önünde AKP'ye oy vermekle itham edip, bağırıp çağıran Güngetiren hocamızın dediği gibi: "sizi rakı şişesinde balık olsanız yine s.ikmem..". Ve bakın diyorum ki size: o uzun ve sakallı ve rapçi Yeköler ve Ahmet'ler o güzel Siirtliler o kaçak çay şakşakçılarına Kemalist bir tokat şaklatan Ahmet, ve Kemö-ince sesi bilinmez kederi ve güzel Avcılarlılığı ile ve Mıstık "kaldırdın mı indirmemesiyle" bize bir güzellik yapıyorlar..Rakı şişesinde sidik olsa içilecek adamlardı bunlar. 

Diyorum ya, anımsa ey hafıza diye. Bu Ahmet Güngetiren Hoca çok sıkı bir Kemalist, anarşist, pozitivist. Çorba gibi kafası olan ama çok güzel küfür eden bir adam. E taşra üniversitelerinden gelen sosyolog çocuklar da ha bire sevişiyor. O uzak Uşak ve Manisa otellerinde. Rakı içiyoruz, hocayla. Bizim için sakıncalı bölge, otel odaları.Hocanın hanımına hayranlığını bilmeyen yok. Benim de yarim var. Ahmet Güngetiren hoca biraz rokayı ağzına atıp,"ulan bunları s.ikmemek için geviş getireyim bari!" demez mi?

Ama işte ben böyle anımsayınca bunları, ve dinlemek isterken delicesine Harold Melvin & The Bluenotes'dan "Miss You"yu, Ahmet Hoca sayıklıyor rakıbaz dilleriyle en,"dünyanın hafızasını s.ikeyim" diye. Hey gidi Ahmet Hoca, içsem suyundan içsem..

Ve siz çocuklar: birbir düğünlerinizi görsek de, genişlesek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.