Bak diyorum, sapsarı bir üzüm salkımı gibiydi zaman
erik gibiydi, tahtanın huzuruna dökülen tespih taneleri gibi
anlar elbet varsıl olan
anlar her "olan" bir taşla taçlandırılacaktır
anlar her "olan" bir taşla taçlandırılacaktır
biz koridorları arşınlardık senle
kalamity jane, goralıcı akif, yosun gözlü mine
kalamity jane, goralıcı akif, yosun gözlü mine
şimdi onlar yok
şimdi onlar da yok
şimdi onlar da yok
misal jane yazları silivri der başka şey demez
goralıcı akif bilirsin fındıkzade çocuğu
yosun gözlü mineyle akşamları halvet oluruz
bizimkisi "azalan" tenin hikayesi
goralıcı akif bilirsin fındıkzade çocuğu
yosun gözlü mineyle akşamları halvet oluruz
bizimkisi "azalan" tenin hikayesi
koyu banliyö trenleri geçiyor üstünden
kargalar tünüyor elektirik direklerine
bir de baktım turgut uyar ölüyor
kargalar tünüyor elektirik direklerine
bir de baktım turgut uyar ölüyor
ama diyorum "baba uğur" ama sen de bir yazın çocuğuydun
tırnaklarınla kazıdığın bir hayatın kıyısına
tırnaklarınla kazıdığın bir hayatın kıyısına
o çok sevdiğin çufçufların yanına
hani vardı ya samatyada "kelkuş birahanesi"
hani bir yüz metre belki burdan
hatrına
hani vardı ya samatyada "kelkuş birahanesi"
hani bir yüz metre belki burdan
hatrına
yahudi biraları içerdik
tilki uykuları çekerdik senle
kozlarımızı paylaşırdık avlusunda meşveret apartmanının
tilki uykuları çekerdik senle
kozlarımızı paylaşırdık avlusunda meşveret apartmanının
bak kargalar da diyor artık, sabırsız
"bu yol baba uğur'a çıkar!"
"bu yol baba uğur'a çıkar!"
24/09/2007
No. Edebiyat, 2008 Güz Sonu Seçkisinde Yayınlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.