Yürü be Köstenceli karınca!
At isminize sıçayım. Dur bir çay koyup geliyorum, azizim! Köstenceli Karınca, ikinci ayak, yatırdı bizi. Çavuşesku'nun ordusunda çavuşmuş bu at. Yuh lan, at o kadar yaşar mı? İskambil kağıtları ortaya saçılmış, pikapta bir insan gününü çok aşan bir hızla Sonny Rollins dönüyor. Yatak çarşafları kirli. Tepişmiş ayılar. Kuponları sağa sola atıyorlar. Üzüntüleri yalancı. Hepsi kız arkadaşlarının yanına masumiyetle dağılacaklar. Soy işler. Köstenceli Karıncayı da sucuk yaparlar, artık.
Peşleri sıra ben de sokağa çıkayım. Bir flaneur'ün başka ne işi vardır ki? Herifçioğlu yerinde izlermiş yarışları. Bukowski misin birader? Bize hava yapıyor. Yapsın, ne fark eder. Sigarayı bile bizden içiyor, bizim ceplerden. Bir de şefkat mi besleyecektik? Kıymalı yumurta. Çay. Sigara. Sonra yine çay.
İtiraf etsen; gün boyu karı kız peşindeyim desen, biz de isyan etmeyiz - hiç olmazsa. Sonny Rollins bitti. Bu kim diyor. Plakları karıştırıyor. Teneke sesli Zülfü'nün bir plağını koyuyor. Çaydan midem bulanıyor. Tavada kalan yumurtadan yiyorum. Yalancı Bukowski. Genizden şiirler okur, türküler söyler. Konuşmayınca olmuyor bunla. Konuşunca hiç olmuyor. At üstüne Yunan kovalıycekmiş. Yesinler. Elde kupon. Kıvrılıveriyor divana. Üzerine kadın kokusu. Yok, cılız bir kız kokusu. Koku da kız da cılız.
Saat gonk gonk ediyor. Geniz birader uyukluyor. Cihan Özpınar üstadımıza mektup yazıyorum. Yeni Harman iki paket bir de pilot kalem istiyorum. Teodorakis'in bir plağını da. Zülfü'den iyidir. O; "Bach", diyor,"yetmez mi?". "Eyvallah" diyorum. Mektuplar haftaları emiyor. Bilge Karasu'nun "Gece"sinden adamlar Sarıyer sahilinde bir gece Cihan'ı öldürüyorlar. Eminönü'nden son motora binmiş. Saat 18.10'da. Bir saatten az sonra Sarıyer. Sahilde elinde bir kitap eve doğru yürüyormuş. Tek kurşun. Arkadan. İki kişi tek kurşun atmışlar. "Cihan'a da böyle bir ölüm yakışırdı.."
Köstenceli Karınca sonraki kuponların hiçbirine yazılmıyor.
Mevsimsiz'de Yayınlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.