8 Mart 2014 Cumartesi

Ahmet Tulgar'la Söyleşi


 1- roland barthes'tan devşirelim; "keder ritmi" kavramı. evsiz ülke bir keder ritmiyle mi hareket eden bir metin?

bence öyle. üstelik anlatıcı bu keder ritmine kapılışını ilan edebileceği zaman noktasında yani ayrılıktan sonra anlatmaya başlamış olsa da anlattığı sürecin kendisi de keder ritmiyle yaşanıyor. çünkü ayrılınacak olması, içinde asla evine dönemeyecek olduğu bir ülkede kalacak, kala kalacak olması anlatıcının başından beri bilincinde olduğu bir şey. çünkü darbe seneleri. darbe sizi evinize kapatmaz evinizden atar. darbenin temel uğrağı da duygusu da ayrılıktır. alman dostlar evet ülkelerindeki seçimi izliyorlar uzaktan, kaygılanıyorlar da ama siyaset onların hayatını anlatıcınınki kadar etkilemiyor. onlar evlerine gidebiliyorlar. gidecekler. anlatıcı bu yüzden kederli. almanlar ise bu darbe ülkesinde güzel bir şey görememiş, kötü şeylere tanıklık etmiş olarak ayrıldıkları için kederleniyorlar. geldiğiniz bir yerden gitmek istemek de keder verici bir şeydir.

2- ben buradaki melankolik kaybı, yası bir türlü tutulamayan duygunun "evsizlik" yani ülkesizlik olduğunu düşünüyorum. çok bariz bu böyledir, diyemiyorum. derinleştirmek için bana yardım eder misin?

dediğim gibi darbe dönemlerinin temel duygusu ayrılık. her an bir yerde bir ayrılık gerçekleşebilir. otoritenin müdahalesine öyle açıksınızdır ki evinizin kapısı bir şey ifade etmez. her an kırılabilir. artık ne bu ülke evinizdir ne de bu ülkede bir eviniz bulunmaktadır. bu anlamda darbeler sizi evinize kapatmaz tam tersine evinizden atar. kapattığı yer hapishane ya da sınır kapıları kapatılarak hapishaneye dönüştürülmüş ülkedir.

3- senin metinlerinden bariz bir  "baba" yok. yanılıyor muyum? psikanalizin tuzağına düşmemek için bana bu konuda ne salık verirsin?

tuhaftır hikayelerimde pek yok. ama 'volkan'ın romanı'nda temel motiflerimden biri baba oğul ilişkisidir. ve bence bu önemli bir motiftir hayatta da. piskanaliz de önemlidir. bence.

4- metnin aktörleri yani alman dostlar, onlar da ülkesizlikten mi mustarip? yoksa ülkeleri için uzaktan da olsa duydukları kaygıyı sen metin boyunca dillendiremiyor olmandan ötürü, onlara gıpta ile mi bakıyorsun "versus" her iki taraf da aynı duygudan mı mustarip?

 benim onların gidebilecekleri bir ülkeleri olmasına gıpta ile baktığım doğru. bence onlar ülkesizlikten mustarip değil, gidecekler. sadece uzaktalar.

5-metnin kilit kavramlarından biri de bence eskatoloji. metni biraz da bu kavram etrafında döndürmek istiyorum. bir darbeyi takip eden bir duygu olarak. bu kavram bu önemi hak ediyor mu? tabi, bütün kavramlar önemi hak ediyor.

12 eylül sonrası ülkenin birçok yerinden devrimciler, kürtler dev hapishanelerde karşılaştılar. birbirlerini uzun süredir görmeyenler, mücadelenin farklı yerlere savurduğu insanlar avlularda, binlerce kişilik duruşmalarda karşılaştılar. hep bir ahiret duygusu hakimdir. resim olarak da öyle. eskatoloji, evet kilit kavram.

 6-yalıtma sosyolojisinde ender ve çekinceli biraraya gelmeler oyunu?
 iyi bir tarif değil mi? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.