* 2014'ün Nisan ayından beri içinden geçtiğim bezginlik
duygusu ışığında şiiri bırakma kararı aldım. Zaten şiirle olan ilişkim
"kopması an meselesi" bir ipliğin akîbetinden farksızdı. Nitekim,
koptu. Öte yandan, şiir de ilham olunuyordu. Şiiri harita metod defterleri üzre
götürmedim, götüremedim. Bu nedenle, mevcut duruma bir mutlakiyet ve önem
atfetmiyorum. Birden ansızın ve yeniden başlayabilir. (İnsan ilişkilerinde şiir
üzerinden geliştirilen "gergin" hâli ve hacimli ve katlanılamaz önem
atfetme durumunu görmezden gelmeyi başarabilirsem elbette). Dolayısıyla,
Fin'deki "Uyuşturucu Faktörü Çekildiğinde Hâlâ" şiiri bu anlamda sondu.
Buraya koyduğum şiirin ise geçmişi 7-8 ayı buluyor. Dolayısıyla, bırakma
kararının çok öncesine tekabül ediyor.
* Bununla birlikte, şiirle bu ciddiyet ışığında
örülmemiş ilişki, istisnai bir durumu da beraberinde getiriyor. O da şu. Çün'ün
3. sayısında, değerli dostum ve ağabeyim Abilmuhsin Özsönmez ile karşılıklı
sayfalarda yer almak kaydı ile birer şiir kaleme alacağız. Tek kaygımız bu.
Yeter ki, karşılıklı sayfalarda olalım. Bu sağlanmazsa, şiirin de anlamı
kalmayacak. Dolayısıyla, tedrici bir jübile niteliğinde ve bir
"hatıra" bâbında olan böyle bir kaygı, poetik kaygının daha önünde
seyredecektir. Abemohsen Baba ile üzüm
üzüme baka baka kararmak, bundan böyle benim için her türlü poetik kaygının
önündedir. İlân ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beni kâle almanızın kıvancıyla doluyum.